10 yıllık aradan sonra yeni mor ve ötesi albümü sonunda geldi.

10 yıllık aradan sonra yeni mor ve ötesi albümü sonunda geldi.

Ve 10 yıllık aradan sonra yeni mor ve ötesi albümü sonunda geldi! 2000’lerin başında şarkılarında hem siyasi hem de kişisel duygulara yer veren mor ve ötesi, 20 sene sonra bireysel çıkmazlardan öte toplumsal çıkmazlara odaklanan Sirenler albümünü çıkararak senelerdir süregelen baskıya başkaldırıyor.  

Bu albümü şöyle özetleyebilirim: Türkiye batan bir gemi ve hepimiz onun forsalarıyız. Gemi battıkça onun kölesi olsak bile hayata sımsıkı tutunuyoruz. Her tarafta sirenler ve canavarlar olsa da boğulmamak için son ana kadar mücadele ediyoruz.

Albüm üç bölümden oluşuyor: Geçmiş, şimdi ve gelecek. Her bölüm 3 şarkıdan oluşuyor ve iki tane de bölümler arası geçiş şarkıları bulunuyor. Deniz metaforunun da çok fazla olduğu bu albüm konsept albüm olmuş diyebiliriz ve bence mor ve ötesi çok başarılı bir iş çıkarmış.

Albüm sanki 10 senedir ülkede olan her olayı bir tarih kitabı gibi koymuş önümüze. Gezi’yle iliklerimize kadar hissettiğimiz o karanlık, distopik ama bir o kadar da umutlu bir şekilde mücadeleye devam eden Türkiye’nin 2013’ten beri tuttuğu bir günlük gibi.

İlk bölüm: Geçmiş

Bu bölümde sırayla “Adamın Dibi”“Dünyaya Bedel” ve “Linç” adlı parçalar bulunuyor.

Daha önceden tekli olarak yayınlanmış olan “Dünyaya Bedel” hem sözleriyle hem de sound’uyla bu bölümden favorim. Parçada, Gezi olayları sonrasındaki Türkiye’nin dış politikadaki saldırgan ve üstenci tavrı, halkı manipüle ederek arkasına alan “bıçkın başkan”ın kendini ve ülkeyi dev aynasında görmesi “Gururluyum yalnızlığımla/Mutsuzum galiba/Kandırabilir misin beni/Boyum kadar bir aynayla“ ve “Bir defa komşuma güvensem/ O da bana kalbini açsa” gibi imgeli dizelerle çok güzel ifade edilmiş. “Dünyaya bedel eşsiz ruhum, dünyayı bilmek istemiyor” dizeleri ise milliyetçilik kokan “Bir Türk dünyaya bedeldir” sözünü bence çok güzel alaya almış.

 

İkinci bölüm: Şimdi

Öfke duygusunu ve deniz motifini gördüğümüz bu bölümde “Forsa”, “Hazinende” ve “Kaptan” bulunuyor.

Canavar”dan sonra gemilerde kürek mahkumu anlamına gelen “Forsa” adlı şarkıda canavara bir haykırış duyuyoruz. Cesurca canavara karşı çıkan ve “Ölmedim işte/ Delirmedim de!” diye bağıran bir MVÖ. İsyan bayrağını artık çekmiş, artık bu batan geminin forsası olmak istemeyen bir gençlik.

En sevdiğim söz sanırım bu şarkıdaki “Belki de hiçbir şey böyle zor olmazdı biraz daha mutlu olsaydın”. Gerçekten, belki sevebilseydin ve biraz mutlu olsaydın gerçekten bu kadar kötü olur muydu her şey?

Hazinende” için mor ve ötesi için çok klasik bir yorum olan “halk ozanı” yakıştırmasını yapacağım.

 

Üçüncü Bölüm: Gelecek

Son bölümde “Tünel”, “İstiklal” ve “Park”ı dinliyoruz. Şarkıların isimleri beni Beyoğlu’na direkt İstiklal Caddesi’ndeki bir eyleme götürdü diyebilirim.                         <div><br></div>
                        <p> </p>
                        <h2 class=Paylaş